top of page

Bu da Geçer | Hayatın Geçiciliğini Kabul Etmenin ve İç Huzuru Bulmanın Yolu

  • Yazarın fotoğrafı: Kozmist
    Kozmist
  • 23 Ağu
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 5 gün önce

Merhaba sevgili okuyan,


Hayat bazen inişli çıkışlı, bazen sarsıcı, bazen de nefes kesici derecede güzel bir yolculuk gibidir. Mutluluk anları kanatlarımızı takıp uçtuğumuzu hissettirir ama hızla geçer; zorlu, karanlık dönemler ise sanki hiç bitmeyecekmiş, sonsuza kadar sürecekmiş gibi hissettirir. İşte tam da bu noktada, yüzyılların ötesinden gelen, derin bir bilgelik ve sarsılmaz bir gerçekle fısıldayan o sihirli cümle devreye girer: “Bu da geçer.”


Bu kadim ifade, yalnızca Doğu felsefelerinin değil, tüm dünya kültürlerinin ve halk bilgeliğinin ortak bir sembolüdür. Buddha’nın öğrencilerine öğrettiği anicca yani “geçicilik” öğretisinin özü, Pers hükümdarını sarsan ve onu dengede tutan yüzük hikayesi, hepimize aynı ezeli gerçeği hatırlatır: Hayatta hiçbir duygu, hiçbir durum, ne kadar yoğun olursa olsun, kalıcı değildir. Bu yazı, bu bilgeliği anlamanıza, onu günlük hayatınıza nasıl dahil edeceğinizi keşfetmenize ve en zor anlarda bile içinizdeki sakin limana nasıl döneceğinize dair bir rehber olacak.


Keyifli okumalar dileriz.

bu da geçer

“Bu da Geçer” Öğretisinin Derin Anlamı ve Kökeni


“Bu da geçer” sözü, basit bir teselli cümlesinden çok daha fazlasıdır. Bu, hayatın doğasına dair radikal bir kabul ve farkındalık halidir. Bir bilge, daima dalgalanan duyguları dengelemek, sevinçte şımarmamak, hüzünde ise yıkılmamak için bu sözü bir mantra gibi tekrarlar. Özünde, hem zafer anlarının alçakgönüllülüğünü hem de yenilgi anlarının dayanıklılığını barındırır.


Bu öğretinin en meşhur hikayelerinden biri, bir kral ve bilge arasında geçer. Kral, mutluyken onu mutsuz, mutsuzken de onu mutlu edecek bir cümle ister bilgeden. Bilge ona içinde “Bu da geçer” yazılı bir yüzük verir. Kral, en zor anlarında yüzüğe baktığında bunun biteceğini bilerek sabır ve güç bulur; en coşkulu anlarında ise alçakgönüllülüğü ve şükrü hatırlar. İşte bu hikaye, öğretinin amacını mükemmel bir şekilde özetler: Duygusal dalgalanmaların efendisi olmak değil, onların geçici misafirler olduğunu bilen sakin bir zihnin sahibi olmak.


Neden “Bu da Geçer” Demeyi Öğrenmeliyiz? 4 Temel Fayda


Bu basit ama güçlü cümleyi içselleştirmek, zihinsel ve duygusal sağlığımız üzerinde derin etkiler yaratır. İşte bunu bir alışkanlık haline getirmeniz için dört önemli neden:


1. Psikolojik Dayanıklılığı (Resilience) Artırır

İçinde bulunduğunuz zorlu anların kalıcı olmadığını bilmek, en derin acılara bile dayanma gücü verir. Bu bilgi, bir ışık huzmesi gibi karanlığın ortasında size yol gösterir ve "Bunun sonu gelecek" umudunu besleyerek psikolojik dayanıklılığınızı güçlendirir. Tıpkı fırtınanın şiddetinin en yoğun anında, onun bir süre sonra dinerek yerini sükunete bırakacağını bilmek gibi.


2. Anda Kalma ve Şükran Pratiğini Güçlendirir

Mutluluk ve huzur anları da kalıcı değildir. Bu gerçeği kabul etmek, aslında onları daha derinden deneyimlememizi sağlar. Sahip olduğumuz güzel anın kıymetini bilir, onu daha fazla takdir ederiz. Bu, anda kalma pratiğinin ve şükran duygusunun en güçlü temellerinden biridir. Geçici olduğunu bilmek, anı kıymetlendirir.


3. Kaygı ve Endişeyi Azaltır

Zihin, genellikle geçmişin pişmanlıkları veya geleceğin belirsizlikleri ile meşgul olarak kaygı üretir. “Bu da geçer” mantrası, zihni şimdiki ana çeker ve onu gereksiz yere sorunlarla sonsuza kadar oyalanmaktan kurtarır. Mevcut durumun kalıcı olmadığını bilmek, geleceğe dair felaket senaryoları kurma eğilimimizi ciddi ölçüde azaltır.


4. Netlik ve Yaratıcı Çözümler Sunar

Duygularımızla aramıza mesafe koyabildiğimizde, olaylara daha nesnel, daha net bir bakış açısından bakabiliriz. Yoğun öfke, korku veya üzüntü bulutları dağılmaya başladığında, önceden göremediğimiz çözüm yolları ve fırsatlar belirir. Bu mesafe, yaratıcı problem çözme yeteneğimizi harekete geçirir.


“Bu da Geçer” Bilgeliğini Hayatınıza Dahil Etmenin 5 Pratik Yolu


Bu felsefeyi yalnızca bir söz olmaktan çıkarıp günlük bir pratiğe dönüştürmek için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz.


1. Farkındalık ve Köklü Kabul

İlk adım, duygularınızı bastırmadan veya onlarla savaşmadan, oldukları gibi kabul etmektir. Zor bir an yaşarken, içinizden şunu söyleyin: “Şu anda kendimi çok ________ hissediyorum. Bunun farkındayım ve bu duygu da geçecek.” Bu basit içsel diyalog, duygunun sizi tamamen ele geçirmesini engeller ve onun geçici bir durum olduğunu hatırlatır. Bu, kabul ve teslimiyet yolundaki en önemli adımdır.


2. Nefesi Bir Demirleme Noktası Olarak Kullanmak

Duygular şiddetlendiğinde, nefesinize odaklanın. Birkaç derin, bilinçli nefes almak (nefes alırken dörde kadar saymak, nefesi tutmak, verirken altıya kadar saymak) sinir sisteminizi sakinleştirir ve sizi ana geri getirir. Nefes, her zaman yanınızda olan ve sizi şimdiki ana bağlayan en güçlü araçtır. Bu pratik, anda kalma becerinizi güçlendirir.


3. Bedeninizin Sinyallerini Dinlemek

Stres ve yoğun duygu anlarında bedenimiz bize sinyaller gönderir: çenemiz sıkılır, omuzlarımız kulaklarımıza çıkar, midede bir yumru hissederiz. Bu fiziksel belirtileri bir erken uyarı sistemi olarak görün. Onları fark ettiğinizde, “Bak, bedenim tepki veriyor. Bu durum geçici” diyerek bir adım geri çekilin. Bu farkındalık, kontrolsüz tepkiler vermenizi engeller.


4. Sabırla Bekleme Sanatını Geliştirmek

Modern dünya her şeyin anında olmasını ister. Oysa doğanın ve hayatın bir ritmi, bir zamanı vardır. Bir tohumun filizlenmesi için bile sabırla beklemek gerekir. Çaba gösterirken aynı zamanda sabırla bekleyebilmek, sürece güvenmek, geçiciliğin doğasına teslim olmanın en zarif halidir.


5. Kişisel Bir Mantra Yaratmak

Zihniniz bir olay, bir endişe veya bir acı üzerinde takılıp kaldığında, kendi kendinize şu cümleleri tekrarlayın:

  • “Şu an zor, ama bu da geçer.”

  • “Bu duygu bir misafir, ev sahibi benim.”

  • “Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez.”


Bu kişisel mantralar, zihninizi olumsuz düşünce döngüsünden çıkarıp gerçek bilgeliğe yönlendirir.


Yeni Bir Bakış Açısına Kapı Aralamak


Hayatın tek gerçek sabiti, değişimdir. Mutluluk, üzüntü, başarı, hayal kırıklığı, korku, coşku… Hepsi gelir ve hepsi gider. Tıpkı mevsimlerin döngüsü gibi. Önemli olan, bu geçicilik denizinde, kendi merkezimizde kalabilmeyi öğrenmektir. “Bu da geçer” sözü, bize hem en karanlık gecelerde umut ışığı olur hem de en parlak gündüzlerde tevazuyu hatırlatır.


Unutmayın, hiçbir fırtına sonsuza kadar sürmez. Dalgalar ne kadar yüksek olursa olsun, bir süre sonra sakinleşir. Bu bilgelik, sadece zor zamanları atlatmanızı sağlamaz, aynı zamanda tüm hayatınızı daha dengeli, daha huzurlu ve daha anlamlı bir şekilde yaşamanız için size bir pusula olur. Şimdi, içinizdeki o sakin sesi dinleme ve bir sonraki dalganın gelip geçici olduğunu bilerek ona şahitlik etme cesaretini gösterecek misiniz?


Hep sevgiyle..


Bize destek vermek isterseniz, e-bültenimize abone olabilir veya instagramdan takip edebilirsiniz.


K O Z M İ S T




Sıkça Sorulan Sorular (SSS)


1. “Bu da geçer” demek, duygularımı görmezden gelmek anlamına mı geliyor?

Hayır, kesinlikle tam tersi. Bu, duyguları bastırmak veya inkâr etmek değil, onları oldukları gibi kabul edip onlarla özdeşleşmemektir. Duygunun varlığını kabul eder, onu deneyimlersiniz, ancak “Ben bu duygunun kendisiyim” demek yerine, “İçimden geçici olarak bu duygu geçiyor” dersiniz. Bu, sağlıklı bir duygusal farkındalık halidir.


2. Bu mantra işe yaramazsa ne yapmalıyım?

Bazen duygular o kadar güçlüdür ki mantralar yetersiz gelebilir. Bu son derece normaldir. Böyle zamanlarda kendinize karşı şefkatli olun. Ek destek, bir meditasyon pratiği, doğada yürüyüş veya bir dostla konuşmak gibi başka araçlara başvurun. Önemli olan, pratiğe devam etmektir.


3. Mutlu anlarda da “Bu da geçer” demeli miyim?

Evet, ancak buradaki amaç mutluluğunuzu baltalamak değil, onu daha derinden takdir etmektir. Mutlu bir anda bu cümleyi düşünmek, o anın değerini bilmenizi ve onu daha çok yaşamanızı sağlar. Aynı zamanda, mutluluğun doğal olarak dalgalandığını kabul ederek, gelecekteki olası bir düşüşte şaşkınlık yaşamanızı engeller.


4. Bu felsefe, hedeflerim için çabalamayı bırakmam anlamına gelir mi?

Kesinlikle hayır. Çabalamak ve hedefler koymak hayatın dinamizminin bir parçasıdır. “Bu da geçer” felsefesi, sonuca olan takıntılı bağlılığınızı azaltmanıza yardımcı olur. Yolda karşılaştığınız başarısızlıkların geçici olduğunu bilir, pes etmezsiniz. Aynı şekilde, başarıya ulaştığınızda da onun geçiciliğini bilerek kibire kapılmazsınız.


5. Bu öğreti ile “kaderci” bir bakış açısına sahip olmak aynı şey midir?

Hayır, temel bir fark vardır. Kadercilik (fatalizm), olacakları değiştiremeyeceğinizi varsayarak pasif bir şekilde kabullenmektir. “Bu da geçer” bilgeliği ise aktif bir içsel tutumu teşvik eder: “Bu zor duygu/durum geçici, bu süreçte kendime nasıl iyi bakabilir, neler öğrenebilir ve nasıl büyüyebilirim?” sorusunu sordurur. Bu, son derece aktif ve bilinçli bir yaklaşımdır.


Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin

SSS      KVKK Politikamız

Bu sitede anlatınlan yöntemler, bireysel tecrübelerden oluşmakla beraber tıbbi bir anlatım içermemektedir.

bottom of page